Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye siyasetinin son 40 yılına damga vurmuş önemli bir figürdür. Hem belediye başkanlığı hem başbakanlık hem de cumhurbaşkanlığı yaparak Türk siyasi tarihinde iz bırakmıştır. Hayatı boyunca çeşitli dönemlerde eleştirilmiş, desteklenmiş ve çokça konuşulmuştur.
İstanbul’un arka sokaklarından başlayıp ülkenin en tepe makamına kadar uzanan yolculuğu, pek çok kişi için bir başarı hikâyesi olarak değerlendirilir. Bu yazıda Erdoğan’ın çocukluk yıllarından siyasi kariyerine kadar birçok yönünü ele alacağız.
Çocukluk ve Gençlik Yılları
Recep Tayyip Erdoğan, 26 Şubat 1954 tarihinde İstanbul’un Kasımpaşa semtinde doğdu. Ailesi Rize kökenliydi ve Karadeniz’in muhafazakâr değerlerini benimseyen bir yapıya sahipti. Babası denizciydi ve sık sık Karadeniz seferlerine çıkardı. Bu sebeple Erdoğan, erken yaşlarda disiplinle tanıştı.
Çocukluk yıllarında sokaklarda top oynayan, simit satarak ailesine katkıda bulunan bir çocuktu. Futbola olan ilgisiyle bilinen Erdoğan, bu ilgisini uzun yıllar sürdürdü. Lise eğitimini İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde tamamladıktan sonra, Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu. Eğitim hayatı boyunca hem dini hem de millî değerlerle büyüdü.
Siyasete Giriş ve Milli Görüş Yılları
Erdoğan’ın siyasete ilgisi genç yaşlarda başladı. Milli Türk Talebe Birliği’nde görev alarak aktif öğrenci siyasetine katıldı. 1970’li yıllarda Necmettin Erbakan’ın liderliğindeki Milli Görüş hareketine katılarak Refah Partisi bünyesinde siyaset yapmaya başladı. Refah Partisi’nin gençlik kollarında hızla yükseldi ve kısa sürede dikkat çeken bir figür haline geldi.
Bu yıllarda aldığı siyasi eğitim, onun ilerideki liderlik vasıflarını şekillendirdi. Özellikle toplumla kurduğu sıcak ilişki ve hitabet yeteneğiyle parti içinde öne çıktı. Milli Görüş çizgisi, onun siyasi kimliğinin temel taşlarından biri olarak kalmaya devam etti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Dönemi
1994 yılında Refah Partisi’nin adayı olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçildi. Bu görev, Erdoğan’ın ülke genelinde tanınmasına yol açan ilk büyük siyasi adımıydı. İstanbul’un altyapı, ulaşım ve su problemleriyle mücadele eden Erdoğan, bu dönemde yaptığı hizmetlerle geniş kesimlerin takdirini kazandı.
Belediyecilik anlayışında etkin kaynak yönetimi, sosyal projeler ve yolsuzlukla mücadele ön plandaydı. Başkanlığı döneminde uyguladığı bazı projeler hâlâ birçok belediye tarafından örnek alınmaktadır. Bu dönem, onun liderlik yeteneklerini kamuoyuna kanıtladığı ve siyasi kariyerini güçlendirdiği önemli bir basamaktı.
Ak Parti’nin Kuruluşu ve İktidar Yolu
2001 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurarak siyasi yolculuğuna yeni bir yön verdi. AK Parti, kısa sürede geniş halk desteği buldu ve 2002 seçimlerinde tek başına iktidara geldi. Ancak Erdoğan, geçmişteki bir şiir nedeniyle aldığı siyasi yasak nedeniyle hemen başbakan olamadı. Bu yasağın kaldırılmasının ardından 2003 yılında başbakanlık görevini devraldı.
AK Parti’nin kuruluş süreci, Türkiye’de merkez sağın yeniden yapılanmasını sağladı. Ekonomik reformlar, AB süreci ve sosyal politikalarla Erdoğan dönemi yeni bir siyasal söylemi beraberinde getirdi. Özellikle muhafazakâr demokrat kimliğiyle toplumun farklı kesimlerinden destek bulmayı başardı.
Cumhurbaşkanlığı ve Yeni Sistem
2014 yılında halk oylamasıyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Erdoğan, 2018’de ise Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçişle birlikte yeniden seçildi. Yeni sistemle birlikte yürütme yetkileri büyük oranda cumhurbaşkanında toplandı. Bu süreçte hem içeride hem de dış politikada etkili kararlar alındı.
Suriye politikası, savunma sanayi yatırımları ve pandemi süreci yönetimi gibi konular Erdoğan döneminin önemli başlıkları arasında yer aldı. Aynı zamanda toplumda kutuplaşma eleştirileri de arttı. Erdoğan’ın bu dönemdeki liderliği, hem destekçileri hem de muhalifleri tarafından yoğun şekilde tartışıldı. Ancak onun siyasi etkinliği hâlâ Türkiye’nin en belirleyici figürlerinden biri olarak kabul ediliyor.
